Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
German - English
History
have something on someone
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"have something on someone"
in Turkish English Dictionary : 1 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
have something on someone
v.
elinde suçlayıcı delil bulunmak
Meanings of
"have something on someone"
with other terms in English Turkish Dictionary : 164 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
have a discussion on/about something with someone a lot
v.
çok tartışmak
2
General
have (got) something on someone
v.
elinde suclayıcı delil bulunmak
Colloquial
3
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
4
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
5
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
6
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
7
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak
8
Colloquial
not have anything on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) daha iyi olmamak
9
Colloquial
not have anything on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) fark edilebilir bir üstünlüğü olmamak
10
Colloquial
not have anything on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı kesin kanıtı olmamak
11
Colloquial
not have anything on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanlış yaptığına/suç işlediğine dair kanıtı olmamak
12
Colloquial
not have anything on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir bilgi olmamak
13
Colloquial
not have anything on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir bilgi içermemek
Idioms
14
Idioms
have nothing on someone or something
v.
bir şey ya da biri kadar iyi olmamak
15
Idioms
have the bulge on (someone or something)
v.
avantajlı/üstün olmak
16
Idioms
have nothing on someone or something
v.
(özellikle bir kitabın) (içinde) ile ilgili herhangi bir şey (bilgi) olmamak
17
Idioms
have the drop on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) önüne geçmek
18
Idioms
have the drop on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek
19
Idioms
have the drop on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak/öne geçmek
20
Idioms
have a firm grip on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ensesine yapışmak
21
Idioms
have a firm grip on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ensesinden sıkıca tutmak
22
Idioms
have a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
23
Idioms
have a firm grip on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak
24
Idioms
have a firm grip on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstünde tam kontrol sağlamak
25
Idioms
have a firm grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
26
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(bir şey/biri) kadar iyi olmamak
27
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) daha iyi bir yanı olmamak
28
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) daha üstün olmamak
29
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkan bir özelliği olmamak
30
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı kesin bir suçlayıcı kanıtı olmamak
31
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birinin) suç işlediğine dair kanıtı olmamak
32
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) hakkında bilgiye sahip olmamak
33
Idioms
have got nothing on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dair bilgi içermemek
34
Idioms
have a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dizginlemek
35
Idioms
have a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak
36
Idioms
have a tight rein on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kendi başına hareket etmesi için özgürlük tanımamak
37
Idioms
have a tight rein on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) dizginlerini eline almak
38
Idioms
have a tight rein on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) iplerini eline almak
39
Idioms
have a tight rein on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
40
Idioms
have (someone or something) on (one's) side
v.
yanında yardımı dokunacak (biri/bir şey) olmak
41
Idioms
have (someone or something) on (one's) side
v.
yanında destekleyecek (biri/bir şey) olmak
42
Idioms
have (someone or something) on (one's) side
v.
yanında destek olacak (biri/bir şey) olmak
43
Idioms
have (someone or something) on (one's) side
v.
(biri/bir şey kişinin) yanında olmak
44
Idioms
have (someone or something) on (one's) side
v.
(birinin/bir şeyin) desteği biriyle olmak
45
Idioms
have the wood on (someone or something) [australia/new zealand]
v.
(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda olmak
46
Idioms
have the wood on (someone or something) [australia/new zealand]
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
47
Idioms
have a tight grip on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) üzerinde sıkı hakimiyet kurmak
48
Idioms
have a tight grip on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) sıkı kontrolü altında olmak
49
Idioms
have a tight grip on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
50
Idioms
have a tight grip on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) üzerinde tam kontrol sağlamak
51
Idioms
have (any/some) bearing on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) üzerinde hiç etkisi olmamak/bir etkisi olmak
52
Idioms
have (any/some) bearing on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hiç etkilememek/biraz etkilemek
53
Idioms
have (any/some) bearing on (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) hiç ilgisi olmamak/bir ilgisi olmak
54
Idioms
have (any/some) bearing on (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) hiç alakası olmamak/bir alakası olmak
55
Idioms
have about-face (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirmek
56
Idioms
have about-face (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) olan tutumunu/hareketlerini tamamen değiştirmek
57
Idioms
have about-face (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) olan tutumunu/hareketlerini tam tersine çevirmek
58
Idioms
have (got) an eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
59
Idioms
have (got) an eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
60
Idioms
have (got) an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
61
Idioms
have (got) an eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz koymak
62
Idioms
have (got) an eye on (someone or something)
v.
(birinde/bir şeyde) gözü olmak/kalmak
63
Idioms
have (got) (one's) eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
64
Idioms
have (got) (one's) eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
65
Idioms
have (got) (one's) eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
66
Idioms
have (got) (one's) eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz koymak
67
Idioms
have (got) (one's) eye on (someone or something)
v.
(birinde/bir şeyde) gözü olmak/kalmak
68
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak
69
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek
70
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dik dik bakmak
71
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gözünü dikmek
72
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gözlerini dikmek
73
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
gözü (birinin/bir şeyin) üstünde olmak
74
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatlice gözlemlemek
75
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) gözünü ayırmamak
76
Idioms
have (one's) sights trained on (someone or something)
v.
amacı (biri/bir şey) olmak
77
Idioms
have (one's) sights trained on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) amaç edinmek
78
Idioms
have (one's) sights trained on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) gözüne kestirmek
79
Idioms
have (one's) sights trained on (someone or something)
v.
bir amaç doğrultusunda ilerlemek
80
Idioms
have (one's) sights trained on (someone or something)
v.
bir amaca odaklanmak/yoğunlaşmak/yönelmek
81
Idioms
have (one's) beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatlice izlemek
82
Idioms
have a beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak
83
Idioms
have a beady eye on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dikkatlice izlemek
84
Idioms
have a beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dik dik bakmak
85
Idioms
have a beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gözünü dikmek
86
Idioms
have a beady eye on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gözlerini dikmek
87
Idioms
have someone or something on one's hands
v.
biri/bir şey elinde kalmak
88
Idioms
have someone or something on one's hands
v.
biri/bir şey üstüne kalmak
89
Idioms
have (someone or something) on one's mind
v.
aklında (biri/bir şey) olmak
90
Idioms
have (someone or something) on one's mind
v.
aklını (birine/bir şeye) takmak
91
Idioms
have (someone or something) on one's mind
v.
aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
92
Idioms
have (someone or something) on one's mind
v.
(biriyle/bir şeyle) kafayı bozmak
93
Idioms
have (someone or something) on one's mind
v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak
94
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklında (biri/bir şey) olmak
95
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklını (birine/bir şeye) takmak
96
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
97
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
(biriyle/bir şeyle) kafayı bozmak
98
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak
99
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklında (biri/bir şey) olmak
100
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklını (birine/bir şeye) takmak
101
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
102
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
aklını (biriyle/bir şeyle) bozmak
103
Idioms
have (someone or something) on the brain
v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak
104
Idioms
have a bad effect (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kötü gelmek
105
Idioms
have a bad effect (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kötü etkilemek
106
Idioms
have a down on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) onaylamamak
107
Idioms
have a down on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı olmak
108
Idioms
have a down on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı çekimser olmak
109
Idioms
have a down on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) hoşlanmamak
110
Idioms
have a down on someone/something
v.
birini/bir şeyi onaylamamak
111
Idioms
have a down on someone/something
v.
birine/bir şeye karşı olmak
112
Idioms
have a down on someone/something
v.
birine/bir şeye karşı çekimser olmak
113
Idioms
have a down on someone/something
v.
birinden/bir şeyden hoşlanmamak
114
Idioms
have a downer on someone/something [uk]
v.
birini/bir şeyi onaylamamak
115
Idioms
have a downer on someone/something [uk]
v.
birine/bir şeye karşı olmak
116
Idioms
have a downer on someone/something [uk]
v.
birine/bir şeye karşı çekimser olmak
117
Idioms
have a downer on someone/something [uk]
v.
birinden/bir şeyden hoşlanmamak
118
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak
119
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) intikam almak istemek
120
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) canına okumak istemek
121
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) fiziksel zarar vermek istemek
122
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi edinmek
123
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak
124
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
125
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
126
Idioms
have a lock on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) tamamen kontrol altına almak
127
Idioms
have a lock on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hakim olmak
128
Idioms
have a lock on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) tamamen anlamak
129
Idioms
have an edge on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir gömlek üstün olmak
130
Idioms
have an impact on someone or something
v.
birini/bir şeyi etkilemek
131
Idioms
have an impact on someone or something
v.
birine/bir şeye etki etmek
132
Idioms
have an impact on someone or something
v.
biri/bir şey üzerinde etkisi olmak
133
Idioms
have an impact on someone or something
v.
birine/bir şeye etkisi olmak
134
Idioms
have an impact on someone or something
v.
biri/bir şey üzerinde etkili olmak
135
Idioms
have an effect on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) üzerinde etkisi olmak
136
Idioms
have an effect on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) etkilemek
137
Idioms
have an effect on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) etki etmek
138
Idioms
have an effect on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) üzerinde etkili olmak
139
Idioms
have no effect on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) üzerinde hiç etkisi olmamak
140
Idioms
have no effect on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hiç etkilememek
141
Idioms
have no effect on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hiç etki etmemek
142
Idioms
have no effect on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hiç etkili olmamak
143
Idioms
have designs on someone or something
v.
birinde/bir şeyde gözü olmak
144
Idioms
have designs on someone or something
v.
birine/bir şeye göz dikmek
145
Idioms
have designs on someone or something
v.
biriyle/bir şeyle ilgili planları olmak
146
Idioms
have half an ear on (someone or something)
v.
bir kulağı (başka birinde/bir şeyde) olmak
147
Idioms
have half an ear on (someone or something)
v.
dikkati (başka birinde/bir şeyde) olmak
148
Idioms
have half an eye on (someone or something)
v.
bir gözü (başka birinde/bir şeyde) olmak
149
Idioms
have half an eye on (someone or something)
v.
tam dikkatini vermemek
150
Idioms
have half an eye on (someone or something)
v.
dikkati (başka birinde/bir şeyde) olmak
151
Idioms
have someone or something on one's mind
v.
aklında biri/bir şey olmak
152
Idioms
have someone or something on one's mind
v.
kafasında biri/bir şey olmak
153
Idioms
have someone or something on one's mind
v.
biri/bir şey kafasını kurcalamak
154
Idioms
have someone or something on one's mind
v.
sürekli birini/bir şeyi düşünmek
155
Idioms
have someone or something on one's mind
v.
birine/bir şeye kafayı takmak
156
Idioms
have someone or something on the brain
v.
aklında biri/bir şey olmak
157
Idioms
have someone or something on the brain
v.
kafasında biri/bir şey olmak
158
Idioms
have someone or something on the brain
v.
biri/bir şey kafasını kurcalamak
159
Idioms
have someone or something on the brain
v.
sürekli birini/bir şeyi düşünmek
160
Idioms
have someone or something on the brain
v.
birine/bir şeye kafayı takmak
161
Idioms
have one eye on (someone or something)
v.
bir gözü/dikkati başka (birinde/bir şeyde) olmak
162
Idioms
have the edge on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) avantajlı olmak
163
Idioms
have the edge on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
164
Idioms
have the edge on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) üstün olmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of have something on someone
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy